Aphrodite veya Afrodit (Yunan Mitolojisi), Venüs (Roma Mitolojisi)
Yazı: Özhan Öztürk
Aphrodite veya Afrodit (Yunanca Ἀφροδίτη) Yunan Mitolojisinde aşk, güzellik ve arzu tanrıçasının olup Roma mitolojisindeki karşılığı Venus (Venüs)‘tür.
Aphrodite veya Afrodit Kimdir?
Aphrodite’in doğumu üzerine iki efsane bulunmaktadır. Hesiod’un Theogonia adlı eserine göre Kronos babası Uranos’u devirirken cinsel organını bir orakla kesmiş, kesik organ denize düşerken oluşan köpüklerden (Yunanca aphros “köpük”) Aphrodite doğmuştur (Hesiod. Theog. 190). Tanrıça, denizden çıkınca Zephyroslarca sırasıyla Kythira, Kıbrıs ve son olarak Horalarca ölümsüzler diyarına götürülmüştür. Homeros’a göre ise Zeus ile Okenos kızı Dione’den doğmuştur (Hom. İl. v. 370, xx. 105). Daha sonraki yazarlar Aphrodite’in Kronos ile Euonyme veya Uranus ile Hemera’nın kızı olduğunu iddia etmiştir (Cic. De Nat. Deor. iii. 23). Doğu muhtemelen Suriye kökenli olduğu sanılan (Paus. i. 14. 6.) tanrıça başlangıçta bereket tanrıçası iken zamanla farklı nitelikler hatta isimler kazanmış, kültü Kıbrıs ve Kythera adaları üzerinden Anadolu ve Yunanistan’a taşınmıştır.
Aphrodite ile Ares’in Aşkı
Savaş tanrısı Ares’i sevmesine karşın topal ve çirkin Lemnoslu Hephaistos ile
evlendirilen tanrıça eşini başta Ares ve Adonis olmak üzere çok sayıda kişiyle sık sık aldatmıştır (Homer Odysseia. viii. 270). Hephaistos, (Roma mitolojisinde Vulcan) karısını Ares ile birlikte yakalayınca üzerlerine ağ atarak kaçmalarını engellemiş ve tüm Olympos tanrılarını şahit olarak çağırmıştır. Tanrılar gördükleri manzara karşısında gülerken Poseidon’un kaldırttığı ağdan kaçan âşıklardan Ares Trakya’ya, Aphrodite ise Kıbrıs’a kaçmıştır. Tanrıça Paphos’taki tapınağında Kharitlerce yıkanıp kutsanmış, giydirilerek tekrar eski güzelliğine kavuşmuştur. Tanrıça ile Ares’in ilişkisinden Phobos, Deimos, Harmonia –ayrıca geç dönem yazarlara göre- Eros ve Anteros doğmuştur (Hes. Theog. 934; Homeros İlyada. xiii. 299, iv. 440; Cic. De Nat. Deor. iii. 23). Tanrıça ayrıca Dionysus’tan Priapus ve Bakhus’u (Schol. ad Apollon. Rhod. i. 933), Hermes’ten Hermaphroditus’u (Ov. Met. iv. 289) Poseidon’dan Rhodos ve Herophilus’u (Schol. ad Pind. Pyth. viii. 24.) doğurmuştur. Ölümlülere de arzu duyan tanrıça Ankhises’ten Aeneas ile Lyrus’u doğururken, Adonis ve Butes’e de büyük aşklarla bağlanmıştır. Myrra’nın oğlu Adonis’e âşık olan tanrıça çocuğu Persephone’ye emanet etmişse de çocuk büyüyünce kadın emaneti geri vermeyince Zeus araya girmiş ve delikanlının yılın üçte birini Aphrodite, üçte birin, Persephone geri kalanı ise istediği yerde geçirmesine karar vermiştir. Adonis o günden sonra yılın üçte ikisini Aphrodite ile geçirmeye başlamışsa da muhtemel Ares’in kıskançlığına kurban gitmiş bir av sırasında bir yaban domuzu tarafından öldürülmüştür. Aphrodite diğer yandan Ares’in aşklarını kıskanmış, Eos’un Orion’a karşı istek duymasını sağlayarak kadından intikam almış, Lemnoslu kadınları kendine yeterli saygı göstermedikleri için kocalarını öldürmelerini sağlayarak –Argonautlar gelene dek- adayı erkeksiz bırakmış, Paphoslu Kinyras’ın kızlarını ise tanımadıkları erkeklerle birlikte olmaya zorlamıştır.
Troya Savaşında Aphrodite
Tanrıça, Paris’in hakem olduğu güzellik yarışmasında Hera ve Athena’nın değil de
kendinin seçilmesi için genç adam güzel Helene’nin aşkını vaat etmiş ve Troya savaşının başlamasının vesilesini oluşturmuştur. Aphrodite, Troya savaşı boyunca Troyalıları ama özellikle Troyalıların İtalya’ya yerleşmesini sağlayarak soylarının tükenmesini önleyen Aeneas ve Akhilles’i topuğundan vurarak öldüren Paris’i korumuştur.
Aphrodite Kültü
Tanrıçanın en önemli kült merkezileri Kıbrıs ve Kythea olmasına karşın, Karia’da yer
alan Knidos’ta 3 tapınağı birden bulunmaktaydı. Ayrıca Kos adası, İda dağı (Kaz dağı), Abydos, Atina, Thespiae, Megara, Sparta, Sikyon, Korinth ve Scilya’da Eryx’te tapınılmaktaydı. Korinth’de kadınlar onun uğruna fahişelik yapıyor, Yunanistan’ın pek çok yerinde her yıl Adonia, Anagogia, Aphrodisia, Katagogia adlı festivaller Aphrodite onuruna düzenleniyordu. Antik Çağ’ın en ünlü Aphrodite heykeli MÖ 350’de Praxiteles tarafından Knidos’ta yapılmış olup, ayrıca Roma’da Capitoline Venus ve Melos’ta ‘Venus di Milo’ heykelleri de önem arz etmekteydi.
Aphrodite’in ad ve lakapları
Aphrodite’in pek çok takma adı olup, bunlardan öne çıkanlar Afrodit Acrae (yükseklik), Doritis (cömert), Epistrophia (erkeklere aşk için bakan), Euploia (adil yolculuk), Limenia (liman), Pontia (derin deniz), Area (savaşçı), Afrodit Migonitis (üniter), Afrodit Nymphaea (gelin), Afrodit Melaenis (siyah), Skotia (karanlık olan), Androphonos (insan avcısı), Epitymbria (mezarlardan), Pandemos (hepsine ortak), Afrodit Urania (cennet), Pasiphae (parıldayan), Asteria (parlak), Apostrophia (reddeden) ve Afrodit Morpho’ydu (düzgün).
APHRODİTE’İN KUŞAĞI [Yunan Mitolojisi] Aphrodite’in istediği kişiyi kendine âşık etmek amacıyla kullandığı sihirli kuşağının adı olup, tanrıçanın sık sık kadınlara ödünç verdiği bu kuşak tanrı ve insanlarda cinsel isteğe sebep olmaktaydı. Aphrodite bir keresinde kuşağı Hera’ya vererek Zeus’u meşgul etmesini sağlamış böylece Troya savaşına istediği gibi müdahale edebilmiştir.
APHRODİTE PANDEMOS [Yunan Mitolojisi] Aphrodite’nin barış ve uyum tanrıçası olarak kabul edildiği bir versiyonunun adıdır.
APHRODİTEOPOLİS [Mısır Mitolojisi] Yunanların Aphrodite ile özdeşleştirdikleri tanrıça Hathor’a tapınılan Mısır kentlerine verdikleri isimdir.
Venus, Venüs (Roma Mitolojisi)
Venus veya Venüs Roma Mitolojisinde başlangıçta üzüm bağlarının koruyucusu ve
bitkilerin yeşermesinden sorumluyken zamanla aşk, güzellik, cinsellik ve bereket tanrıçasına dönüşen bir figür olup, Vulcan’ın karısı, Mars’ın sevgilisi, Cupid’in anasıdır. Venüs’ün adı baharın gelişine atıf yapan İtalyanca venire (gelmek) kelimesiyle ilişkili olsa da MÖ 2. Yüzyıldan itibaren Yunan mitolojisindeki Aphrodite ile özdeşleştirilmiştir. Troya’dan İtalya’ya gelen ve Romalıların atası olduğuna inanılan kolonist Aeneas’ın annesi olarak da görülmüştür. Roma imparatoru Julius Caesar tarafından resmi ata olarak sahiplenilmiş, onuruna Venus Genetrix tapınağı inşa edilmiş böylece en önemli tanrılardan birisi haline gelmiştir. Sonradan Herentas olarak da adlandırılmış olan orijinal Venüs, selvi ağaçlarıyla ilişkilendirilmiş ve sunaklarında kanlı kurban ayinleri yapılmıştır.
Venüs kültü
Venüs kültü Ardea, Lavinium ve Latium’da başlamış olup, bilinen ilk Venüs tapınağı MÖ 295’de Samnitler’e karşı kazanılan savaşın ardından Aventine tepesinde inşa edilen Venus Obsequens’tir. Bu tapınak özellikle kadınlar tarafından cinsel kabahatlerini affettirmek için ziyaret edilmekteydi. 1 Nisan’da Venus Verticordia ve Fortuna Virilis onuruna Veneralia, 23 Nisan’da Venus ve Jüpiter onuruna Vinalia urbana, 19 Ağustos’ta bereket amaçlı Vinalia Rustica, 26 Eylül’de Caesar Forum’da Venus Genetrix festivalleri düzenlenmekteydi. 23 Nisan MÖ 215’de Roma’da Capitolium’a Erycina gölü mağlubiyetini anmak için Venus Erycina tapınağı inşa edilmiştir.
VENÜS KUŞAĞI Bkz. Aphrodite’in Kuşağı
Kaynak: Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016
Özhan Bey, merhaba.
Yukarıdaki yazınızı okudum. Arkeolog, antropolog veya sanat tarihçisi değilim; kütüphaneciyim. Eski Türk Edebiyatı dalında Yüksek Lisans mezunuyum. Emekli İl Kültür Müdürüyüm.
Yazılarınızın önemli ve değerli olduğu tartışılmaz. İlgi duyduklarımı özel arşivimde dosyalamak ve izniniz olursa bazılarını facebooktaki dostlarım için kaynak göstererek paylaşmak isterim.
Yanıt verirseniz sevinirim.
İyi günler…
Çok iyi bir çalışma olmuş faydalandım teşekkür ediyorum